13 Kasım 2011 Pazar

BEKLENEN BARIŞ

Fotoğraf: BEKLENEN BARIŞ

Yıldız huzmelerinden
Karanlığı dökülen ışınlar
Bu gece son gece
Bir şafak sancısıdır
Ulu dağlar ardından
Bir kızıl güneş doğuyor
Ülkeme
Şehirler, köyler
Ovalar, ormanlar aydınlanacak
Kelebekler, kuşlar
Mutluluğa kanat çırpacak
Çocuklar güle oynaya el ele barışa koşacak

Bahar’ı müjdeleyen
Newroz’la kış biti
Bulutlar dağılıyor
Kısır topraklarda
Hayat can bulacak
Bir beyaz güvercinin gagasında
Barışı simgeleyen zeytin dalı sevgiyle yeşerecek

Toprak su
Bebek meme emsin
Yaşam boy versin
Yitik zaman içinde
Ülkem çok kan kaybetti
Nice asker
Nice özgürlük savaşçısı öldürüldü
Heyhat nice köyler yakıldı, yıkıldı
Tüm olanların müsebbibi kanlı düzendir
Artık ordugâhlarda tankları, topları çekilsin 
Barış kokan bir gülümseme düşsün annelerin yüzüne

Bir sağduyudur
Zumlun başladığı topraklarda
Ölümün kol gezdiği Kürdistan’da
Gizli kalan bir kuşatmayı ifşa edildi, zaman gidiliyor barışa

Vicdansızlara karşın
Kurtuluşa giden yolda
Cephanesi özgürlük
Yüreği sevgi dolu
Haklı kavganın militanları
Ülkeyi aydınlığa taşıyor
Kimse teslim olmayacak kurda, kuşa
Barış yoldur gidiyor Siirt’e, Van’a,  Muş’a
Bartın’a, Muğla’ya,  Mersin’e Hatay’a kadar
Özgürlük barikatı kuruldu Munzur’a, Kandil’e
Tüm zehirli yılanlara zehirli engerek rağmen
Eller uzanıyor barışa

Emektir, yaşamdır
Hak ve eşitliktir barış
Gönüller razı olmuyor savaşa, tüm ülkeye beklenen barış gelsin

Mehmet Çobanoğlu
09.05.2013
İstanbul

Yıldız huzmelerinden
Karanlığı dökülen ışınlar
Bu gece son gece
Bir şafak sancısıdır
Ulu dağlar ardından
Bir kızıl güneş doğuyor
Ülkeme
Şehirler, köyler
Ovalar, ormanlar aydınlanacak
Kelebekler, kuşlar
Mutluluğa kanat çırpacak
Çocuklar güle oynaya el ele barışa koşacak

Bahar’ı müjdeleyen
Newroz’la kış biti
Bulutlar dağılıyor
Kısır topraklarda
Hayat can bulacak
Bir beyaz güvercinin gagasında
Barışı simgeleyen zeytin dalı sevgiyle yeşerecek

Toprak su
Bebek meme emsin
Yaşam boy versin
Yitik zaman içinde
Ülkem çok kan kaybetti
Nice asker
Nice özgürlük savaşçısı öldürüldü
Heyhat nice köyler yakıldı, yıkıldı
Tüm olanların müsebbibi kanlı düzendir
Artık ordugâhlarda tankları, topları çekilsin
Barış kokan bir gülümseme düşsün annelerin yüzüne

Bir sağduyudur
Zumlun başladığı topraklarda
Ölümün kol gezdiği Kürdistan’da
Gizli kalan bir kuşatmayı ifşa edildi, zaman gidiliyor barışa

Vicdansızlara karşın
Kurtuluşa giden yolda
Cephanesi özgürlük
Yüreği sevgi dolu
Haklı kavganın militanları
Ülkeyi aydınlığa taşıyor
Kimse teslim olmayacak kurda, kuşa
Barış yoldur gidiyor Siirt’e, Van’a, Muş’a
Bartın’a, Muğla’ya, Mersin’e Hatay’a kadar
Özgürlük barikatı kuruldu Munzur’a, Kandil’e
Tüm zehirli yılanlara zehirli engerek rağmen
Eller uzanıyor barışa

Emektir, yaşamdır
Hak ve eşitliktir barış
Gönüller razı olmuyor savaşa, tüm ülkeye beklenen barış gelsin

Mehmet Çobanoğlu
09.05.2013
İstanbul

DERSİM YARASI

Fotoğraf: DERSİM YARASI

Ey Munzur’u saran dağlar yiğitlerin yatağısın 
Tüm direnen halkların, Alişêr’lerin diyarı 
O tüm günler hep soğukmuş Aralık’ta zor bir aymış 
Atatürk’ten ferman gelmiş Dersim dönmüş Kerbelaya 

Kara zulüm yine sarmış nice Kürtler katledilmiş 
Oy Dersim de yakılanlar sayıları on binlermiş 
Atatürk’ün kızı gelmiş yağdırdığı kor-ateşmiş 
Ey Pirimiz Seyit Rıza tüm canları ateş sarmış 

Hâlen Munzur zor taşıyor yavaş yavaş lal akıyor 
Gözlerinden kızıl yaşlar için için kan ağlıyor 
Aman pirim canım pirim Ali Haydar’ların piri 
Bin dokuz yüz otuz sekiz unutulmayan zor yıldır 

Muhsin Batur canavarı dere boylarını sarmış 
Mercan dağın eteğinde Ali Boğazına sızmış 
Kadın, erkek, çoluk-çocuk hepsini de kurşunlatmış 
Prim pirim Seyit Rıza zalim devlet çok zalimmiş 

Ölen ölmüş kalan kamış yüce dağlar yorgun düşmüş 
Şimdi Tayyip dönemidir oy dağları alev sarmış 
Aman pirim canım pirim ölülere işkence var 
Yine katliam yine sürgün zaman sanki o zamandır 

Her yeri Maraş, Sivas, Çorum; bugünlerde kanlı günler 
Abdullah Alpdoğan gibi yine nice paşalardır 
Dersim yine feryat- figan durmayan bir katliamdır 
Pirim pirim koca pirim Munzur yine kan akıyor 

Tüm halklara küfür eden bir faşisttir yine başta 
Kürdistan’ı yakıp yıkan beyazlar iktidarda 
“Tek millet tek dil bir tek din ” dayatılan bir yaşamdır 
Pirim pirim canım pirim emekçiye ekmek- iş yok 

Yaşanılan zor dönemdir tüm zindanlar dolup taştı 
Ellerde hep kelepçeler mahkûmlar var on binlerce 
Dersim, Şırnak illerinde heronlar hep gökyüzünde 
Pirim pirim Seyit Rıza “ayıp, günah, cinayettir” 
Mehmet Çobanoğlu
02.12.2011 
Yıldırım


Ey Munzur’u saran dağlar yiğitlerin yatağısın
Tüm direnen halkların, Alişêr’lerin diyarı
O tüm günler hep soğukmuş Aralık’ta zor bir aymış
Atatürk’ten ferman gelmiş Dersim dönmüş Kerbelaya
...
Kara zulüm yine sarmış nice Kürtler katledilmiş
Oy Dersim de yakılanlar sayıları on binlermiş
Atatürk’ün kızı gelmiş yağdırdığı kor-ateşmiş
Ey Pirimiz Seyit Rıza tüm canları ateş sarmış

Hâlen Munzur zor taşıyor yavaş yavaş lal akıyor
Gözlerinden kızıl yaşlar için için kan ağlıyor
Aman pirim canım pirim Ali Haydar’ların piri
Bin dokuz yüz otuz sekiz unutulmayan zor yıldır

Muhsin Batur canavarı dere boylarını sarmış
Mercan dağın eteğinde Ali Boğazına sızmış
Kadın, erkek, çoluk-çocuk hepsini de kurşunlatmış
Prim pirim Seyit Rıza zalim devlet çok zalimmiş

Ölen ölmüş kalan kamış yüce dağlar yorgun düşmüş
Şimdi Tayyip dönemidir oy dağları alev sarmış
Aman pirim canım pirim ölülere işkence var
Yine katliam yine sürgün zaman sanki o zamandır

Her yeri Maraş, Sivas, Çorum; bugünlerde kanlı günler
Abdullah Alpdoğan gibi yine nice paşalardır
Dersim yine feryat- figan durmayan bir katliamdır
Pirim pirim koca pirim Munzur yine kan akıyor

Tüm halklara küfür eden bir faşisttir yine başta
Kürdistan’ı yakıp yıkan beyazlar iktidarda
“Tek millet tek dil bir tek din ” dayatılan bir yaşamdır
Pirim pirim canım pirim emekçiye ekmek- iş yok

Yaşanılan zor dönemdir tüm zindanlar dolup taştı
Ellerde hep kelepçeler mahkûmlar var on binlerce
Dersim, Şırnak illerinde heronlar hep gökyüzünde
Pirim pirim Seyit Rıza “ayıp, günah, cinayettir” 

 Mehmet Çobanoğlu
02.12.2011
Yıldırım



10 Kasım 2011 Perşembe

KEÇÊ WERE DÎLANE





Bûk û zava tev werin berva êvar jî malbin
Mêvan hatin hev kombûn, dîlana we ye şabin
Hezkirin pir şirîne , bingeha wî evîne
Nav dilan de geşdibe, her tim jî lê xwedîbin

Bûk û zava bi hevre dişibin her kulîlkan
Şewq û şemalê wan jî mîna heyv û stêrkan
Wele îşev dîlane, rabin werin govendê
Def û zirne jî anîn, bileyzin bi çepikan

Bûk û zava tev hatin welat jî bû şarîstan
Xêlîya bûkê çar renge mîna ala Kurdîstan
Şeng û şaî tev şabin mirazê wan pirozkin
Îşev hemû rûkenbin mina gulan, gulîstan

Bûk û zava dilgeşin yek bihar yek havîne
Şabûna wan her dem be dilê wan de evîne
Keçê were govende xorto were govende
Dengê def û zirnêye tev bileyzin dîlane

Mehmet Çobanoglu
17.04.2013
Stenbol

GURBET ELDE YORULDUM



Benim ezilen yüreğim ben yıkıldım, viraneyim
Bir sen bilirsin birde ben, gayri boynum bükük benim
Bir yanda esen poyrazdır bir yanda vuran düzendir
Başımda dolaşan derttir, hüzündür ah ben neyleyim

Benim elim, kolum bağlı şu cenderede yoruldum
Ah öldüm öldüm dirildim şu dünyada çok daraldım
Hep sırra kadem bastılar o can-ciğer kardeşlerim
El içinde yalnız kaldım yaban oldu tüm dostlarım

Bir yoksulluktur peşimde, sömürenler de sırtımda
Zalim gurbet yaktı beni canım sılam hep aklımda
Yadellere gün doğmuyor yaşamak ölümden beter
Her bir an bana bir zindan, vahlar ola başım darda

Bir gurbettir yıkar geçer, yaşam ölümlerden beter
Yadelin kahrı çekilmez ah amanım artık yeter
Sarardım, soldum, tükendim şu sıla hasreti bitmez
Ne haber var ne de gelen, bu yüreğim acı çeker

De söyle canım de söyle sıladan bir çift söz söyle
Kavim-kardeşi özledim, bu hasret sürer mi böyle
Çobanoğlu doldu, taştı Aras mı, çay mı, dere mi?
Ey gönül ben gider oldum tüm dostlara selâm söyle

Mehmet Çobanoğlu
17.10.2011
Yıldırım

VAN ERCİŞ DEPREMİ


Vuran derttir yıkan çile, yükselen acı çığlıktır
Bir dehşettir yaşam durdu, baştanbaşa hayat felçtir
Van’ı toz, toprak bürüdü deprem ağır hasar vurdu
Köyler harap evler yıkık çile üstüne çiledir

Gün ortasında dumandır vuran deprem ölen candır
Eller birer kazma, kürek eşilen koca şehirdir
Etraf harap, evler çökmüş Tabanlı köyü sebeptir
Ne devlet var ne de araç, dinmeyen feryat-figandır

Dalga dalga deprem geldi sokaklarda insan seli
Binalar çöktü evler yok esti gitti ölüm yeli
Erciş’te ne asfalt ne yol ne bir çiçek ne gül kaldı
Enkaz altında canlar var Van bugün halka karalı

Bir yanda süren savaştır bir yanda vuran depremdir
Çığlıkla gelen feryattır akan acı gözyaşlarıdır
Sonbahar sanki bir kıştır ne yakıt var nede kömür
Kürdistan’da bir mahşerdir ölen insan ölen candır

Her yerde enkaz, yıkıntı virane oldu yuvalar
Gökyüzünde gezen jetler süren, giden bir savaş var
Yedi şiddetinde depren Erciş’i yıktı yok etti
Yeşil Van şimdi karalı ne devlet var nede yardım

Erciş-Van yerle bir oldu, tüm halklar pek çok perişan
Ne ev kaldı ne bir bina her yanda kara dumandır
Yaşlı, genç yaralılar var ne hastane ne doktordur
Her bir yer ölüm tarlası çöken Erciş-Yeşil Van’dır

Mehmet Çobanoğlu
23.10.2011
Yıldırım

SINIF MÜCADELESİ



Sen çiğdem ek bende nergis
Toprağı eşerek biz
Bekleyelim bahar, yaz’ı
Tohumlar çillensin
Filizler yeşersin
Her yere güneş doğsun her yere yaşama dolsun

Sen emekçi bende işçi
Alnımızdan ter damlıyor
Her bir karış toprağa
Biz kazmayı vurdukça
Yüreğimize yaşam akıyor
Bin umut bin sevinçle dünyayı seviyoruz biz

Sen çekiç ol bende orak
İşçinin, emekçinin
Nasırlı ellerinde
Güç olalım yek bir bütün
Tarım alanlarından
Sınıf kavgasına
Bereket taşıyalım
Çarkların dişilerinden özgürlüğe doğru
Açlık ordusuna, yaşam kavgasına militan olalım

Sen topraksız bir köylü
Bende masum pek yoksul
Sömürülen
Proleter bir işçi
İkimizde emekçi
Çürüyen kapitalizmin dünyasında
Sınıf kavgası veren yılmayan iki devrimci

Dünya işçi sınıfına
Gün doğdu ha doğacak
Uyandık biz her yerdeyiz
Toprakta emeğimizi
Düzene davamız var
İşçi, köylü güçlendi emekçiler yenilmez
Al kırlardan şehirlere ilerliyor partizan

Sen şehirli bende köylü
Bizler daima emekçi
Devrimci
İlerici
Çağdaş
Emeğini satarak yaşayanlar
Yakındır o gün yakın
Oturup zaferimize sevineceğiz
Güneşi alnında öpeceğiz an
Kimsede hakkımız kalmadan
Şu düzeni yıkarak
Yeniden bir düzen kuracağız
Sınırsız
Bayraksız
Temeli eşitlik üzerine atılan ismi özgür dünya olacak

Mehmet Çobanoğlu
26.10.2011
Yıldırım

VAN’A HAS DEPREM

Gecem soğuk bir kış gibi kuru ayaz sardı beni
Koynum bomboş yavrum öldü kaldım susuz nehir gibi
Ne halım var nede keyfim bir çiledir peşimizde
Evim barkım viranedir deprem yedi, yuttu bizi

Gözyaşlarım nehir oldu boynum bükük orak gibi
Kör olası deprem geldi tırpan gibi biçti geçti
Acım derin derdim pek çok düşenlerin dostu yokmuş
Hani devlet baba nerde? Günlerdir şu halk perişan

Koca devlet acep nerde? Sayısız ölüler yerde
Şilan, Azad nice canlar bir o kadar yaralı var
Bir çiledir binbir derttir ne çadırdır nede aştır
Deprem kadar acı haldir bu siyasi bir tavırdır

İlim Van’dır ilçem Erciş gelen, giden soran yoktur
Deprem geldi bizi buldu halimize gülen çoktur
Böyle bir şey doğru mudur? Bu kin, öfke bilmem niye
Ölümüze sevinenler korkarım insanlık öldü

Çok şiddetli bir depremdi köyleri yerle bir etti
Ne doktordur ne tabiptir yaralılar bir bir öldü
Gözden ırak hep böyledir Tabanlı, Yeşilsu gibi
Bu deprem de yıktı geçti artık nice köyler yoktur

Mehmet Çobanoğlu
29.102011
Yıldırım

ERDHEJA WAN ERDÎŞ Ê

Wey li me wey li me erdhej hat ket warê me
Li çû, hat wek dergûşan wek pêlên tev mirinê
Xubare, ewrê reşe bobelate hat ser me
Evder Wan’e Erdîş’e, qêrîn ket nav gelê me

Yekşem e me bû mirin, payîz jî ar û kozir
Kekê min dem nexweşe bi me re qîr, qetrane
Jiyana me jî nema ax li me karesete
Ne qeder ne jî bexte, roj me re qiyamete

Felek navserê me xist ne can ma ne jî xanî
Kesek ser me de nehat birîna me zehf kûre
Hemû der helweşîyan xwelî ket nav çavê me
Pir birîndar zehf mirin zelzele bû para me

Kon nedan xwarin nedan heyfa me tê zarokan
Berf û baran dibare şev jî tim pir sayî ye
Derman û bijîjk tune, agir ket nav gelê me
Arîkarî nadin me Enqere bû bela me

Evder Wan’e Erdîş’e hewara me Kurdan e
Rê girtin û rê nedan kes nehat hewara me
Dilê me xwîn dikişe Kurdîstan bû gora me
Enqere şa dibe roj me re qiyamete

Wey li me wey li me hebûya dewleta me
Ê bihata li bo me sivik bikira derdê me
Ê xwarin jî bida me ê derman jî bida me
Ê bahata li ba me bipêçanda birîna me

Mehmet Çobanoglu
26.10.2011
Yildirim

KEÇ Û BÛK JÎ NAVDANE

Bala xwe bidin gulan ê herî rind şîlanin
Pir nazikin pir keleş qîzên Kurdan çav reşin
Dev kenin dev biçukin rû xalin her dem kubar
Mîna qaza, werdekan wek kevokan dimeşin

Pir jîrin pir jî xurtin qiz, bûkên me şoreşin
Ala wan kesk û sor-zer; milên wan de keleşin
Rizgarî,-dijraberî tim dixawzin azadî
Ev pergelê şoreşî mêr -jin, xort,-keç wekhevin

Rojhilat roj hat xuyan şahî, evîn ket dilan
Dengê keçên keleşin mîna dengê qulingan
Bejn û bala wan zirav porê wan jî honanî
Hemû bûne berîvan şîr didoşin elbikan

Ev der warê şêrane gul û gulpik navdane
Tev jî keç û bûkên me hemû jî çûn çiyane
Dilê wan de jiyane şoreşîya gelane
Yek Sosin yek Berîvan hemû jî tim lehengin

Deng jî dengê dilane, reng jî rengê gulane
Azadî tim jîyane rabûn jinên Kurdan e
Berxwedan me ferze serbestî tim rûmete
Ev şer şerê azadî keç û bûk ji navdane

Mehmet Çobanoglu
08.11.2011
Yildirim