1 Temmuz 2009 Çarşamba

Barış Annesi


Dövünen kadın ağlıyordu!
Feryadı karışmıştı ağıdına
İçin için hüngür hüngür o
Elem,acı,kederle bağıra bağıra
Yanı başında uzanan kavak ağacı
Polenler döküyör
Gametler taşıyor
Daldan dala yaşama..
Güllere,çiçeklere koşuyordu!

Ötede oturmuş olan
Başı leçekli,gözleri yaşlı
Şivan kuran kadın
Ağlayarak
Umut ve özlem ile
Yürek parçası gelir diyerek
Yollar beklıyordu o yine.

Etrafta yükselen
Kurtların uluması!
Köpeklerin havlaması
Bağıran çobanların nidasi
Ara sıra da olsa
Yükselen kaval sesleri
Meleyen koyunlar,kuzular
Berivanların sağdıkları
Süt sesi.

İtin sesi de hoş!
Kavalın sesi de
Sağılan sütün sesi de
Dördüde hayatla iç içe
Polenler gametler taşırken
Yaşama,hayata doğru
İtler etrafta dolaşrıp beklerken
Kuzuları,koyunları.
Kaptırmamak için azgın kurda!
Ağlayan acılaı kadın ise
Daha bir yıl önce
O bir yavrusunu kaptırmıştı
Bir kahpe kurşuna

Uzakta dövünen o kadın
Ağlamaktaydı feryat figan yine
Eelem,acı ve kederle
Senelerdir yol beklerken o
Göz yaşları dökerek
Yanan anne yüreğiyle
Günden güne eriyerek
Gelmesini beklerken
Diğer bir yavrusunu o
Kara toprağa
Vermemeki için kalan
Tek yavrusunu
Yalvarıyordu ALLAHA!
Umudunu BARIŞA bağlamıştı o…!

Mehmet Çobanoğlu
26.006.2009
Yıldırım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder