30 Ağustos 2009 Pazar

BAHAR GELMEDİ Mİ ?




Yine ulu dağların başına karlar mı yağdı
Mor sümbül veren o bağlara kış mı geldi
Yaz geçti bahar oldu buralarda sıcak var
Oralarda halen bitmeyen kış mı var oğul?

Oy can oğul Kars’ta kara kış gitmedi mi
Dah kar erimedi mi salkım saçak buz mu
Yanık sesli turnalar sılama gelmediler mi
Güller açmadı mı bülbüler suskunmu oğul?

Kara gözlüm yiğidim oralarada kış mı var
Yaylalar duman duman düz ovalar sisli mi
Çiğdem,lâle,sümbüller ne zaman açacaklar
Kış gitmedi mi geceler soğuk mu yine oğul.?

Ey oğul oy oğul sen,baharımsın,yazımsın
Aşk-ı meşk-i bilmem can oğul sevdamsın
Sen baba diyarında gurbete ben de sılanda
Yüreğim,nefesim her soluğumsun sen oğul

Dalyan gibi boyuna kurban olam can oğul
Digor,Selim,Arpaçay bu yil yine soğuk mu
Göle,Ardahan,Kağızman çiçeksiz mi kaldı
Can oğul sılama bahar,yaz gelmedi mi oğul.?.

Can kurban olduğum soğuklrda kaçın oğul
Sıkı giyin,aç kalma,sen düşünme bizi oğul
Gurbet zor bilmezmiyim can oğl dost oğul
Sılamın kış uzundur soğuklardan korun oğul


Mehmet Çobanoğlu
27.09.2009
Yıldırım

KÜRT AÇILIMI

Aynı tas aynı hamam” ülkede değişen ne ?
İp atıp iple oynayanlar,değişik oyunlar var
Barışa,kardeşliğe karşı olan nice aymazlar
Kürtlere tahammülü olmayan güruhler var.

Kin var,inkar ve yine öfke var değişen ne?
Yalan-palan inanılması pek zor vaatler var
Kemikleşmiş sahte solcular,sosyal faşistler!
Bir halkın geçmişine kara çalan ırkçılar var.

Yine açılım var inkar temelinde değişen ne?
Bu kirli savaşta nice canlar öldü acımız var
Uyanın dostlar,uyanın analar,uyanın bacılar
Bu kavganın halklara için ne gibi faydası var?

Bu açılımın temelinde boşluk var değişen ne?
Yine bir ırk devletine dayanan despotluk var
Kirli savaştan ders almayan kana susananlar
Demokrasiye,kardeşliğe kurşun sıkanlar var.

Demokrasiden pay almayanlar barışı anlar mı?
Kürtlerin inkari için bu yeni bir versiyonmu?
Operasiyonlara tekrar hız vermek neyin nesi
Annelerin göz yaşlarında acı,elem,keder var.

Bu açılım bir oy avcılığı mı,kandırma mı ne ?
Ya da demokrasi gerekliliğine olan inanç mı ?
Bu açılımın temelinde gerçekten barış varsa
Çağırın Kürt sözcülerini şu barışı imzalayin.


Mehmet Çobanoğlu
26.09.2009
Yıldırım

21 Ağustos 2009 Cuma

Aram Tîgran ê Me


ARAM TÎGRAN Ê ME

Ay dîlberê, birîndarê, xemgînê, rebenê
Îro gula baxê me cilmisî ax ev çi hal e?
Ey dîlberê dîsa havîna me bû zivistan
Berf e û baran e li dil bilbilan nalenal e.

Ey dilberê roj nehilat warê me bû tarî
Derd û kul û keser,aşît ser me de barî
Dîsa berbangek xera bû ax me wêrane
Îro me şîne rondik çavên me bûn kanî

Ey dilberê ax xebereke nexêr me re hat
Dibijin:hozan Aram nav sekeretê de ye
Apê Aramê ne kale hê jî bo me cîwane
Û xwestinên wî jî gorîstanên Amedê ye

Ay dilberê dil keserê,rebenê,xemginê
Daê hozan Aram ê bav File dilê me ye
Kekê meye biraê meye û ew apê meye
Ew bi rûmetî çû ber dilovaniya Xwedê

Ay dilberê Aramê me Feqîyê Teyran e
Ew rêberê çanada hemû gelê Kurdan e
Û hevalê Apê Musa dostê Ciger xwîn e
Ew tim riya Evdalê Zeynikê de rêwî yê

Ay dîlberê de were îro me şîn û şîwan e
Kulek û êşek ketîye nav serê apê Aram
Ne hekîmê loqman ne bijîjk cem tune ye
Derdê wî qasî çiyayê sîpanê xelat giran e

Ay dilberê xemgînê tu keça gelê Kurdanî
Tu nav awazên Aramê me de tê nasîn, dijî
Kilamên Aram tim bo me Kurdan diyarî ye
Dilê wî de tim ax, war û welatê Kurdistan e.

Can dayê Aramê me te re digot:Ay dilberê
“Tu him gulî him rihan î,
Tu him derdî him derman î
Him hekîm î him loqman î
Wêran ez im malim xirab.”
Na na tu namirî, hozanê me Aram Tîgran.


Mehmet Çobanoglu
09.09.2009
Yildirim

Aram'a Ağıt


ARAM'A AĞIT

Ayrılık atını eyerledik yüreğimiz yaslı
Gün karanlık,gün zindan,gün dumanlı
Dillerde ah û zar gönüllerde keder var
Semsûr,Xarpêt,Wan,Qers,Pasûr yaralı

El vurmayın yarma o hep bende kalsın
Zannetmem yüzüm gülsün derdim bitsin
Bütün dünyam yıklıdı her yer karanlık
Mızrap vurun Aram’ın cümbüşü inlesin.

Dokunmayın bana ben bugün yastayım
Bu dinmiyen gözyaşlarımın selindeyim
Ab-u revan oldum Dicle,Fırat,Murat ile
Coştum,taştım bizim Aram’a gidiyorum

Ey büyük Aram ben dertlerin diyarıyım
Eğtim,okul yok bana dilden yasaklıyım
Bizlere hep Kürtçe kılamlar söylediniz
Zat-ı âlinizin hayranıyım öğretmenim

Yüksek asaletli soyu sopu Ermeni ozan
Sen erenlerin piri,sen dost Aram Tîgran
Kürt,Türk,Arap’ın dostu Erivan bülbülü
Ezgiler,kılamlar söyledin Kürtçe güldün

Ey zalim felek dokunma ak saçlı pirime
O Erivan bülbülü o Amed’in gülü biline
Ben kalkıp Atina’ya gidemem gidemem
Beni katın Aras,Dicle,Fırat Murat seline

Biz bir mezar eştik Amed’te etrafı gülden
Oy Tîgran’ımız sılasını özlemiş yürekten
Ağla Çobanoğlu ağla yasaklar geldi yine
Ankar'a despot o anlamaz halden,ölümden.

Mehmet Çobanoğlu
11.09.2009
Yıldırım

2 Temmuz 2009 Perşembe

İNSANLİĞİ SEVEN GÖNLÜM

İnsanliği seven benim gönlüm Çağıl çağıl sevgi akıyor sende Feriyat,figan eden benim dilim Hüzzam şarkılar acı ezgiler sende Benim akan giden göz yaşlarım Yüreğimde burukluk,elem dolu Başımda dolaşan savuruk rüzgar Dert yüklü koca yürek var bende. Ey dostlar,ey siz benim canlarım O kambur felek yine vurdu beni O erim erim erim eritti yüreğimi Mahfetti,bittirdi,perişan etti beni Beni sılamdan koparıp alan felek Eşten,dosttan ayırıp dertlere saldı Çöllerde dolaşan mecnun’u misali O beni mcnun etti divaneye çevirdi Ey canlar ben sılamın sevdalısıyım Köyümün,memleketimin mecnunu Ülkemin güzel insanlarını dost bilir Hepsinin kardeşi hepsinin seveniyim Oy limin oy ez lawê me Kurda me “Oy bana oy ben biz Kurtlerin evladı” Dost dizanim û bira diznim mirovan “Dost bilirim kardeş bilirim insanları” Kambur felek vurdu beni ben yaralı Mahfetti,perişan etti ben Çobanoğlu. Dert,çile,hasret,özlem,acı var bende Çıkarım için başımı eğmem namerte. 24.04.2009 Yıldırım

Emekçi kadın


Soluk akşamlar,yorgun geceler
İnleyen nağmeler aksak hayat
Doruklar,gökler şu evren
Kızıl ufuklar yalın mehtaplar
Ve sen o ırgatçı kadın sen
Yorgun argın dönerdin
Dönerdin evine,yuvana
Arpa buğday kokardı
O öpülesi ellerinden
Çocuklarının isimleri
Bir doluk türkü olurdu
Oylum oylum akardı yüreğine
Yorgun günün acıları
Sevdan,umutların
Bazen düş,bazen rüya olur
Girerdi gecelerine.

Sen o ırgatçı kadın sen
Şafaktan akşamlara kadar
Kavurucu güneşte,sıcakta
Orak,tırpan,çekerken el tarlasında
Bezgin,argın,bitap,çaresiz dönerdin
Evine,yuvana,ocağına ve köyüne
Yeni bir gününün sabahında
Tezden çıkardın yollara yine
Alışık olduğun o yoksulluğunla
Düşerdin nafaka peşine
Belki bir karın tokluğuna
Belki bir doyumluk aşa
Hayata koşardın yaşama
Yeni bir güne belki geleceğe yine.

Oy ırgatçı kadın oy oy oy
O geceleri sen hep yalnız
Kimse girmemişti koynuna
Yastığın,kirpiklerin
Yanağın o güzel tenin ıslak
Göz yaşların kurumamıştı
Sabahlara dek birikirdi
Kabuslarınla boğuşurdun hep
Kıyasıya o kavganda …

Yeni günün başlangıcıda
Tekrar aynı yaşam tekrar aynı hayat
Başlardı sende yenide bir çaba
Şafaktan yollara düşerdin
Tozlu,çamurlu yollara
Şaban,Kağızman yerinde
Arpa,buğday,çavdar
Tutam tutam avucunda
Ah anne ah anneciğim
Gözlerin hep yollarda
Hayat ise çok zor çok acı
Yollar ırak dolambaçlı
Feleğin sillesi büyük,kocaman
Birer şamar olurdu
İnerdi o yüzüne
Burkulurdu yüreğin yine
Bir umutla sen beklerken
Dudaklarından eksilmeyen dualarla
Çocuklarının babasını yani babamı
O sılada gelmiyordu inatla
Belki mecburiyetten
Belki yoksuluğndan
Belki düzenin zorluklarından dolayı

Ah aneciğim canım canım
Her taze gelinin koynunda eşi
Oysa senin yatağın boş acı dolu
Koca kokusu yoktu teninde
Yüreğinde yükselen feryatlar
O anlatamadığın sözlerede
Acıdan gayri belki özlem
Belki nefret,belki kin vardı
Birde o isyan seli seninle
O gençliğin o tazeliğin
Sanki ihtiyar olmuştu seninle
Dağlar var eşinle aranızda
Gurbet vardı mahpushaneler
Bir de o kuma o ortak hayatında.

Hele o dağların havası
O dağların yücesi
O göğün mavisi
O köyün çilesi
O kentin sevdası
O yanık tenli insanların bakışları
Ayrılmazdı hiç üzerinden
Değişikti o sabahları yine
Buruk bir yel eserdi
Gelirdi Ağrı'dan doğru
Bir beklentin vardı sanki
Her ağlayışından
O beklentin çözülmeyen
Zor bir bilmece gibiydi…
Emekçi kadın,annem
Bu kavganın neferi,militani yine sen.

Benim yüreğimde de o baba özlemi
Bir de taze somun ekmeği
Gözlerimde o saklı yaşlar
Yuvarlanırdı kirpiklerimden
Herkesten habersiz
Sendeki gibi hemde aynisi
Benimde o göz yaşlarım
Yanaklarıma akardı
Damlalar biriktirirdi
O küçük ellerimde boncuğumsu
Hep akardı yüreğime

Mehmet Çobanoğlu
25.08.1976
Afyon

Gün doğarken sabaha
Yaşam düşer cihana,
Zümrütsü ışınlar
Çağıl çğıl
Işıl ışıl..
Sevecenliğiyle
Tebesümler eker
Kızıl şafağa!
Özgürlüğe,umuda,barışa

Gün doğarken sabaha
Muhteşemliğiyle coşar
Koşar aydınlığa
Bir çobanın parmaklarından
Dilsiz bir sarı kavalda
Yüdüm yüdüm
Nağmeler bürünür
Süzülür öpülesi yüreklere
Sarılır umuda..!
Özgürlüğe,barışa.geleceğe.

Gün doğarken sabaha
Güneş düşer toprağa
Bülbüllere feryat figan
Aşka gelir
Yada raksa
Döne döne sevdayla
Yüklenirler aydınlığa..
Özgürlüğe,umuda,barışa.

Gün doğarken sabaha
Başını alır koşar cihana
Gece kâr etmez olur
Kızıl şafağa
Sevda özleme
Hasret sevdaya
Işınlar billur billur
Akar yüreklere
Gönü özgürlüğe!
Özgürlük te dostluğa….

Gecenin ardından
Gün doğar
Koşar al al kızıl şafağa
Sarılır toprağa
Uyanır çiçekler uyanır güller
Mor menekşeler,çiğdemler
Gece sefası,dağ lalesi
Gülümserler sabaha.,
Özgürlüğe,umuda,barışa

Gün doğarken sabaha
Oylom oylum fidanlara
Bir çocuğun gülüşünde
Bir emekçinin bakışında
Geceye,karanlığa inat
Döne döne etrafında
Uğur böcekleri yaşama
Rengarenk kelebekler
Feryad figan ebabiller
Kumrular kanat çırparlar
Üçüşürlar mutluluğa,
Özgürlüğe,umuda,barışa

Gün doğar şafağa
Aydınlığa, sevdaya
Can olur hayatta
Kardeşlik,barış için
Bereketli toprakta
Dönüşür sevdaya
Özgürlüğe,umuda,barışa


Mehmet Çobanoğlu
04.05.2009
Yıldırım

EZ RÊVÎME

Bihara me de rabe were
Van berf û qeşa bihelîne
Ez xerîbê van bajaran me
Min biparêze û bihewîne

Biharê were were êdî bes!
Ez dîsa di vê belengazîyê de
Ez bêkesê û ez stû xahrê
Li ez rêwîyê westîyayî me

Biharê were, min dereng e
Gul û kulîlkan bixemilîn e
Ez rabûm û diçim bo welat
Welatê me tim nav û deng e

Biharê xweş biharê de were
Êşa nav dilê min pir giran e
Bi ez per û baskên şikestî ve
Salane ez nav xerîbîyê de me

Biharê germa deşt û zozana
Ji bo welat ez gêj û dîn bûm
Ez dil birîndar ez bêhal bûm
Dikim herim welat jî pir dûr e!

Biharê ez her dem zar û zarim
Û nav xem û xeyala de dinalim
Şêtî û dînî be jî bengî û bengî
Ez war û welatê me daxwazim

Bike bilezîne de were û were
Bihara me bi lezû û bez were
Eaz bendî te ez hêvîya te me
Ez rêwîyê ser rîya can û dila me

Biharê were demê jî gulîstane
Min rêvîke û isâl dil min şake
Ez dikim herim bajara Qers ê
Bi nav zozanê wê de gulan veke

Mehmet Çobanoglu
23.04.2009
Stenbol

İSMİ YASAKLI ÇOCUK

Gözleri çakmak çakmak
Kaşları çatık
Yüreği sevgi dolu
İsmi yasaklı çocuk
Gülüşünde acı!
Tebesümünde gizem
Bakışlarında umut saklı..

Yanı başında tank,top
Mitarlyöz…
Nice sucud füzeleri!
Birde o kahrolası
Namlulara sürülen
Adres tanımayan kurşunlar var

Karakollar yapıldı yine
Barikatlar kuruldu
Her yer mayın tarlaları
Ölüm kol geziyor Rewşen!
Kendine mukayet ol emi..

Halen o tükenmeyen
Özgürlük,kardeşlık türküsü
Eksik olmaz dilinde
Namerdın soysuzluğna
Düşen bir baliyoz gibi

Mevsim bahar oldu
Bahar yaşam yüklü
Avuclarında kır çiçekleri
Yüreğinde
Buram buram dostluk tüten.
Barış çığlıkları var

Duymayan duysun seni
Sende yitirmediğimiz
Daha çok umutlar var

İsmi yasaklı küçük çocuk
Barışa,dostluğa uzanan
Bu güzel yolda…
Yüreğinde çığlıklar
Nice seslenişler
Bitmeyen yakarışlar var

Daha da ötesi insanlık için
Kardeşlik için
Ezgi ezgi şiir şiir
Türk’e,Kürd’e,Çerkez’e
Defalarca seslenişin var

Barışa sevdalısın,özgürlüğe
Bunu kimseden saklayamasın
Saklamaya hakkın yok bilesin!

Bağır bağıra bildiğin kadar
Sesini duymayanlar
Seni tanımayanlar
Birde ismine,diline
Yask koyanlar utansın…

Mehmet Çobanoğlu
05.05.2009
Yıldırım

GİTMEM GEREK

Kör gece darmadağın oldu
Kızıl şafak allara büründü
Ey köyüm ey sen özlemim
Süzüle süzüle güneş geliyor

Bir rüzgar esiyor usul usul
Dağlarda aşa aşa ılgıt ılgıt
Sevda ile özlem ile can ile
Buram buram sen kokuyor

Bahara sayılı beli gün kala
Son cemrede düştü toprağa
Mart bitti işte Nisan,Mayıs
Tüm canlar Bahar’a koşuyor

Ey coşan nehri,sen esen yel
Sıla hasreti beni kavuruyor
Ey sılam lal oldum ve sağır
Güllerde bülbüler sen ötüyör

Eridi söküldü kar ile buzlar
Ey sıla özlemi çeken gönül
Kış geçti bahar ile yaz oldu
Kars’a gitmeliyim bu bahar.

Ey acımasız ey yoran gurbet
Elem,keder,kahır,tasa sende
Ben Çobanoğlu sıladan ırak
Bu Bahar sılaya gitmem gerek

Mehmet Çobanoğlu
21.05.2009
Yıldırım


1 Temmuz 2009 Çarşamba

GAZÎ Û QİRÎN E

Nav berê min de jan û birîn e
Ser axa min de gazî û qêrîn e!
Ez ber gullan ez ber topan im
Axa min de hewara kurdan e ..

Hewar hewar daê dîsa hewar
Agir me barandin war û war
Mije û dûmane li me şewat e
Me tevkujiye hewar û hewar!

Hatin gur bi wawîk tev hatin
Ew hemûyan jî tim zordestin
Şerm û fedî rêya rastî nizanin
Ew rom in ew ereb û ecem in..

Neyarê min xayîn û mêrkujin
Nav barê wan de tank û topin
Ew bêbext in tim bêwijdan in
Hemû jî dijminên xwînxwarin!

Ev çi hale ev çi rewşe ser min
Feryad û fîxan xistin nav min
Di dîsa çep û rast min dikojin
Dîsa jî zor û zordestî didin min

Ez bingeha jiyana dinyaê me
Dergûşa şarezaya cîhan ê me
Ez gulan û gîyana dihewînim
Ez bihurka ronahîya azadîyê me

Hemû gelê welatan min dizanin
Şêmûga zanyarîyê me bizanibin!
Neyarê min hun dev min berdin
Ez Kurdîstan û ez axa kurdan im


Ez Hewlêrim can ez mihebet im
Ez serîhildan û ez berxwedan im
Ez Dêrsim ez Dilok ez Amed im
Ez welatê gelan û axa kurdan im

Mehmet Çobanoglu
22.06.2009
yildirim

Barış Annesi


Dövünen kadın ağlıyordu!
Feryadı karışmıştı ağıdına
İçin için hüngür hüngür o
Elem,acı,kederle bağıra bağıra
Yanı başında uzanan kavak ağacı
Polenler döküyör
Gametler taşıyor
Daldan dala yaşama..
Güllere,çiçeklere koşuyordu!

Ötede oturmuş olan
Başı leçekli,gözleri yaşlı
Şivan kuran kadın
Ağlayarak
Umut ve özlem ile
Yürek parçası gelir diyerek
Yollar beklıyordu o yine.

Etrafta yükselen
Kurtların uluması!
Köpeklerin havlaması
Bağıran çobanların nidasi
Ara sıra da olsa
Yükselen kaval sesleri
Meleyen koyunlar,kuzular
Berivanların sağdıkları
Süt sesi.

İtin sesi de hoş!
Kavalın sesi de
Sağılan sütün sesi de
Dördüde hayatla iç içe
Polenler gametler taşırken
Yaşama,hayata doğru
İtler etrafta dolaşrıp beklerken
Kuzuları,koyunları.
Kaptırmamak için azgın kurda!
Ağlayan acılaı kadın ise
Daha bir yıl önce
O bir yavrusunu kaptırmıştı
Bir kahpe kurşuna

Uzakta dövünen o kadın
Ağlamaktaydı feryat figan yine
Eelem,acı ve kederle
Senelerdir yol beklerken o
Göz yaşları dökerek
Yanan anne yüreğiyle
Günden güne eriyerek
Gelmesini beklerken
Diğer bir yavrusunu o
Kara toprağa
Vermemeki için kalan
Tek yavrusunu
Yalvarıyordu ALLAHA!
Umudunu BARIŞA bağlamıştı o…!

Mehmet Çobanoğlu
26.006.2009
Yıldırım

16 Haziran 2009 Salı

Güllere Dokunmayın

Kıymayın beyaz güle al güle
Yar için değmeyin kızıl güle
İnsani yüreklere eresiniz siz
Su verin mor,yeşil,mavi güle




Kesmeyin dalı,yaprağı gülü
Köze sürüklemeyin bülbülü
Ağlatmayın kelebeği,böceği
Hüzüne yollamayın sümbülü




Karanfiller,laleler sarı güller
Leylaklar,ciğdemler,al güler
Onlar hepsi hayat hepsi can
Kıymayın şu güllere ne olur




Memnun etmen uğruna yarı
Kırmayın o dalları,çiçekleri!
Üzmeyin gülleri o bülbülleri
Feryat figan ağlatmayın beni.




Bilmem güllere zülüm hak mı?
Bilmem Çobanoğlu bir delimi?
Güle,çiçeğe bülbüllere sevdalı
Bir mecnün yada bir kaçık mı?




Yeşile maviye mor'a kıymayın
Böceğe,bülbüle güle değmeyin
Ağaca yaprağa gülü kesmeyin
Dikenlide olsa gülleri besleyin.




Mehmet Çobanoğlu
13.06.2009
Yıldırım

Emek Yaşamdır

Emek kutsaldır toprak gibi
Emek doğurgandır ana gibi
Emek yaşamdır hayat dolu
Tohumda büyen başak gibi

Emek değer,emek kutsaldır
Emek bilgi ile birikim ister
Emek bir eylemdir,varoluş
Emek şuur,sevgi,çalışmadır.

Emek toprağı kazan ellerdir
İştir,güçtür,üretim,yaşamdır
Uygarlığı,medeniyeti,bilimi
Sanaiyi yönlediren emekçidir.

Hak çalan,bizleri aç koyanlar
Siz patron,ağa,bey ve rantçılar
Emek pazarda maddi üründür
Üründe,metada sömürünüz var.

Çalışan biz üreten biz eken biz
Her derdi,acıyı,kahrı çeken biz
Biz işçi,köylü,öğretmen,doktor
Sömürüluyoruz bu düzende biz.

Emek kutsaldır hem yüce değer
Düzeni bozan patron,ağa,beyler
Ey tefeci,faizci,bankacı,hırsızlar
Şu yaşamı haram kılan sizlersiniz.

Mehmet Çobanoğlu
09.05.2009
Yıldırım